Başlangıç > Günlük > Bir Uluslararası İlişkilercinin Kariyer Planları ve KPSS

Bir Uluslararası İlişkilercinin Kariyer Planları ve KPSS

Uluslararası ilişkiler bölümünden mezun olan bir öğrencinin eğitim sonrası kariyer planlamasında alternatiflerinin malesef kısıtlı olduğu kabul edilen bir gerçektir. Özellikle, hukuk ve PDR isterken tercihlerinin arasına sıkıştırdığı bir bölümü okumak zorunda kalanlar için durum biraz daha kötüdür. Bu yazımda, söz konusu süreçten lise dönemimden itibaren hedeflediğim alan doğrultusunda yaptığım çalışmalar neticesinde maddi-manevi mümkün olan en az yıpranmayla çıkabildiğim için kendimi şanslı addediyorum. Bu bağlamda, özellikle başta mezun olduğum Ege Üniversitesi’nde okuyan alt dönemden bölümdaş arkadaşlarıma ve “uluslararası ilişkilerci” olarak mezun olan ve kariyer hayatı hakkında kafasında soru işaretleri olan bölümdaşlarıma bu süreçten yeni çıkan bir arkadaşınız olarak naçizane önerilerimi içeren bu yazıyla yardımcı olmak istedim. Özellikle, kendi üniversitem açısından söylemek gerekirse, mezun olana kadar KPSS hakkında Hocalarımız tarafından maalesef hiç bir yönlendirmeye ve bilgilendirmeye tabi tutulmayan ve dolayısıyla haksız rekabet içerisinde KPSS maratonuna başlayan arkadaşlarımı konu hakkında bir nebze olsun aydınlatabilirsem ne mutlu… Çünkü çok iyi kurumlarda görev alabilecek potansiyele sahip arkadaşlarımın yönlendirme eksikliğinden ötürü kamu hakkındaki gelişmelerden geri kalmaması gerektiğine inanıyorum.
Uluslararası ilişkiler bölümünden mezun olup üniversite hayatının sona ermesinden sonra diplomalı işsizler kervanına katılmak istemeyenlerin önünde 3 seçenek bulunmaktadır ve baştan söylemem gerekirse iyi bir hayatı garanti altına alıp, başarılı olabilmek için söz konusu bu 3 seçenek için de üniversite hayatı boyunca kendinize yatırım yapmanız gerekmektedir:
1) Özel Sektör
2) Akademik kariyer
3) Kamu Sektörü

1)Özel sektör : Hakkında en az ilgiye ve bilgiye sahip olduğum alandan başlamak istiyorum. Bir uluslararası ilişkiler mezunu için kendini yetiştirdiği ve fark yaratma adına tecrübe edindiği takdirde özel sektörde iş bulunmasının sanıldığı kadar kabus bir süreci zorunlu kılmadığını düşünüyorum. Ancak burda anahtar kavramlar “kendini yetiştirme” ve “kişisel donanım”. Bu adımların zamanında atılması için üniversitenin ilk yıllarında hedeflerin belirlenmesi ve takip eden yıllarda bu hedeflere yönelik adımlar atılması yerinde olacaktır. Özel sektör hedefleyen birinin üniversite döneminde iktisat, işletme konuları hakkında dersler almasının yanı sıra yabancı dil ve iş tecrübesi konusunda da yeterli düzeye gelmesi gerekmektedir. Bu adımları zamanında atan arkadaşlarım bugün özellikle ithalat-ihracat şirketlerinde güzel işler bulmakta, mezun olana kadar bir planı olmayan arkadaşlarımsa işsizlikten ve ekonomik krizden dert yanmaktadırlar. Tabi bu sektör seçildiğinde Türk dış politikası, siyasi tarih, AB-Ortadoğu gibi konular, üzerinde yıllarını harcayanlar için bir Genel-kültür hazinesi çerçevesinde “educational background” olarak kalacaktır.
2)Akademik kariyer : Bir bölümdaşımın, özellikle bölümünü sevenlerden olanların, önündeki önemli bir seçenek akademik kariyerdir. Ancak bu seçenekte de son yılda karar almaktan ziyade, özellikle iyi üniversitelerde devam edebilmek için, üniversite hayatı boyunca atılması gereken ALES, ÜDS, Not ortalaması gibi adımlar vardır. Ayrıca yurtdışında yüksek lisans için IELTS, TOEFL gibi zorlu sınavların yanısıra özellikle bağlantıların kurulabilmesi için Erasmus tecrübesi, yurtdışı eğitim programlarına katılmış olmak faydalı ve gerekli donanımlardır. Ülkemizde sayıları artmakta olan üniversite ve düşünce kuruluşlarında istihdam edilme imkanlarının olduğu bu seçenekte, bölümünü seven biri için huzurlu ve mutlu bir yaşam olduğunu düşünüyorum. Kariyerine bu yönde ilerlemek isteyen arkadaşların Jean Monnet, Fulbright ve MEB burslarını yakından takip etmelerini öneriyorum. Özellikle yurtdışında yapılan bir yüksek lisans özel sektör, kamu ve akademik kariyer için son derece önemli bir artı olarak hanenize yazılacaktır. ALES ve ÜDS’den 90’a yaklaşır, not ortalamanız da 3’ü geçerse yurt içinde iyi üniversitelerde yüksek lisans yapma şansınız artar. Benim geçen sene için B planım olan bu seçeneği şimdilik ertelemiş olsam da, bu tecrübeyi yurtdışında yaşamayı hayal ediyorum ve sabırsızlıkla bu hayalimi gerçekleştirmeyi bekliyorum.
3) Kamu sektörü : Yazıyı yazma nedenim olan asıl konuya şimdi geliyorum. KPSS, ülkemizin bir gerçeği olarak eğitim ve iş kariyerimizin içinde önemli bir yer tutmakta ve geniş bir piyasa oluşturarak kitleleri ilgilendirmektedir. Peki bir Uluslararası ilişkiler öğrencisi için KPSS süreci neyi ifade etmektedir ve bu süreçte nelerle karşılaşılmaktadır? Öncelikle KPSS hakkında özet bir bilgi vermek gerekirse bizi ilgilendiren kadarıyla KPSS ;
60 soru-Genel Kültür (Tarih,coğrafya, vatandaşlık)
60-Genel Yetenek (Türkçe-Matematik)
60-İngilizce
40 soru- Hukuk, İktisat, Muhasebe, Uluslararası İlişkiler, İşletme, Ekonometri, Kamu yönetimi, İstatistik
Derslerinden oluşmakta ve koyu yazılmış dersler bizim asıl önem vermemiz gereken dersleri göstermektedir. Bu sorulara verilen cevaplar neticesinde 120 farklı puan türü hesaplanmakta ve kurum başvuruları her kurumun önceden belirttiği bu puanlar üzerinden yapılmaktadır. Örneğin Dışişleri P36,P108 veya Ekonomi Bakanlığı P88, Kaymakamlık P37 gibi…
Her yıl yapılan bu sınav A kadro memurluklar, çift yıllarda yapılan sınav ise ayrıca B kadro memurluklar içindir. A kadro memurluk bakanlıklarda ve diğer kurumlarda uzman yardımcılığı kadroları içindir ve kariyer olarak ilerlemeniz mümkündür, B kadroları ise çok geniş alternatiflere sahip olmakla birlikte, bu kurumlarda idari memurlukluklar içindir ve ilerleme söz konusu değildir.

Yapılan değişiklikle tüm uzman yardımcılığı kadrolarında maaşlar eşitlendi. Yani ekonomi bakanlığında da çalışsanız, maliye, tarım veya aile bakanlığında da çalışsanız hatta PTT, RTÜK gibi kurumlarda da çalışsanız “uzman yardımcısı” olarak istihdam edildiğinizde aynı maaşla başlıyorsunuz.

Peki Uluslararası ilişkilerci olarak alternatiflerimiz ve bu kurumlar için çözmemiz gereken dersler neler?
Burada önemli bir ayırım yapmamız gerekmektedir. KPSS’ye İngilizce çalışıp girenler ve İngilizce çözmeden bir kuruma gitmek isteyenler.
i) Öncelikle devletin “top kurumları” olarak nitelendirilen Dışişleri, Ekonomi, Kalkınma Bakanlıklarının yanı sıra, Merkez Bankası, SPK, Hazine, TİKA gibi kurumlara girebilmek , başvurabilmek için İngilizce olmazsa olmaz, hatta Dışişleri örneğinde 0,6 katsayısıyla, ve Ekonomi Bakanlığında 48 doğru barajıyla görüldüğü üzere KPSS sürecinde asıl faktördür. Bu tarz kurumlardan bazıları KPDS puanını da şart koştuğu için buradan da elinizde en kötü bir B seviyenizin bulunması gerekmektedir. Bu şartların gözünüzü korkutmaması gerek, özellikle İngilizce bölümlerden mezun olanlar için bu şartlar bir avantaja dönüşebilir. Zira, İngilizceden 40 doğruyu geçip 50’ye yaklaştığınız ölçüde diğer alan derslerinden ortalama bişeyler yapmanız (40 soruda 15-20 arası) size önemli kapıları açacaktır. Ayrıca GY ve GK netlerinizin de 50 civarında olması gerekmekte…KPSS sonrası yazılı ve sözlü aşamaları geçtiğiniz takdirde 3 ay içinde iş sahibi olabileceğiniz gibi, yeni ilanların açılmasını bekleyerek bu süreç biraz daha uzayabilir. Son olarak belirtmem gerekirse özlük hakları gayet iyi ve yüksek lisans, doktora imkanı sağlayan bu kurumlara başvuru için kurumların istediği puan türünde asgari 90 puanı yakalamak gerekmektedir. Kurumun açıkladığı kadronun 15 veya 20 katı yazılı sınava, 4 katı da sözlü aşamalara katılmaya hak kazanmaktadır.
ii) Diğer taraftan İngilizce çözmemeyi düşünenler açısından baktığımızda, ki dersanede 200 kişilik bir seminerde sorduklarında 4 kişi İngilizce çözeceğini söylemişti, bölümdaşlarım için İngilizce avantajı daha net görülmektedir. Ben İngilizce çözmeyeceğim diyen bir uluslararası ilişkilerci, KPSS sürecinde hayatında görmediği Hukuk (Ticaret, borçlar, ceza, icra iflas hukuku ), İktisatta (para-banka), Maliye, Muhasebe gibi dersleri KPSS’ye kadar 10 ay ve KPSS’den sonra iş bulana kadar ucu açık bir şekilde çalışmak zorunda kalmaktadır. Ayrıca bu alan derslerindeki netlerinin 30’a yaklaşması gerekmektedir. Bu açıdan baktığımızda KPSS süreci bir uluslararası ilişkilerci için bir kabusa dönmektedir. Çünkü bu puan türlerinde yarıştığımız iktisat ve işletme mezunları bizden otomatik olarak 10 adım önde başlıyor yarışa. Ancak bu derslere çalışıp, yeterli puanı elde edenler için önemli bir avantaj ise; İngilizce 120 puan türünden en fazla 20 puan türünde bulunurken, bu dersleri çözen biri geri kalan tüm puan türlerinde söz konusu puan türlerini isteyen onlarca kuruma başvurabilir.
Bu puan türlerine, özellikle Maliye bakanlığında (Gelir uzman yardımcılığı, vergi müfettişliği, defterdarlık) gibi kadrolarda yüzlerce kadro açılmaktadır. Ayrıca, İngilizce istemeyen diğer tüm kurumlarda bu puan türleriyle başvuru yapabilirsiniz. KPSS sonrası açılan kadrolar geniş olduğu için maliye kadrolarında yüzlerce kişiyle yarışacağınız yeni bir maraton başlamaktadır. Ancak bir “uluslararası ilişkilerci” bu kurumlarda ne kadar mutlu olabilir, o da sizin hayat anlayışınıza göre değişir.
Sadece Uluslararası ilişkiler alanına yönelik alım yapan kurumlar bizim için bir hayli avantajlı olmaktadır. Çünkü sınavlarında siyasi tarih, dış politika, teoriler ve İngilizce sorular gelmekte. Ayrıca bu tarz kurumların sayısı hiç de az değil, ancak İngilizce bir ön şart olarak sürekli karşımıza çıkmakta. Bu aşamada uluslararası ilişkiler öğrencilerinin başvurabileceği kadroları kendi tecrübelerim ölçüsünde ve bu yıl aldıkları sayıları ile yazmam size bir fikir verecektir.
Dışişleri Bakanlığı Aday Meslek Memurluğu: 75
Dışişleri Bakanlığı Konsolosluk ve İhtisas Memurluğu: 70
(Ayrıca Dışişleri’nde bu yıl ilk kez Merkez Uzman Yard. Kadrosu açılması muhtemel) : 30-50
TİKA: 10
Ekonomi Bakanlığı: 8
Gümrük ve ticaret : 6
Kalkınma Bak. : 5
Basın Yayın ve Enformasyon Genel Müd : 15
Maliye Bak. AB uzman yard. : 7
Atatürk Dil, Tarih Kurumu : 6
Kalkınma Ajansları
Bu kurumların bazılarının başvuruyu 91 hatta 93 puan ile kapattığını söylersem, yarışın ne kadar zorlu olduğunu göstermesi bakımından sanırım yeterli olacaktır.
Vergi müfettişliği, Gelir uzman yardımcılığı gibi kadrolar ise 400-500 kişilik kadrolar açmaktadır ve P49,50,54 gibi puanlarda 70-85 arasında kapatmaktadır.
Ben şahsen son üniversite yılımda zaman kısıtlamasından dolayı risk alıp muhasebeye hiç çalışmadım ve tamamen uluslararası ilişkiler kadrolarına yönelik hazırlandım. Diğer kadrolarda tüm İİBF adaylarıyla yarışmak durumundayız.
Benim aklıma gelenler temel olarak bunlar… Özellikle KPSS sürecini düşünen arkadaşlara biraz yardımcı olup aydınlatabildiysem mutlu olurum…
Herkese çalışmalarında ve hayatında başarılar…

Rıdvan TÜRKOĞLU

  1. flost
    13 Ocak 2013, 18:11

    Çok teşekkürler bu bilgiler için Rıdvan. Sen kazandıktan sonra bizimde bakış açımızı değiştirdin, başarın daim olsun.

    • 13 Ocak 2013, 19:01

      ben teşekkür ederim. yazıyı yazma amacım da buydu, umarım faydalı olmuştur.

  2. emine
    17 Şubat 2013, 23:31

    merhaba ;
    Öncelikle biz yeni uluslararası ilişkiler(ci)ler 🙂 için aydınlatıcı bilgiler teşekkürler. Ben uluslararası ilişkiler 1. sınıf öğrencisiyim hazırlık okudum ,çok yabancıyım yukarda anlattığınız sınavlara %100 ingilizce okuyorum ingilizceyi geliştirmek için bir öneriniz var mı acaba ?

    • 18 Şubat 2013, 00:03

      rica ederim. bu sınavlar üzerine detaylı bilgiler sizin için zaten erken ama aklınızın bir köşesinde bulunmasında fayda var. önünüzdeki iki yıl ingilizcenizi gerekli seviyeye çıkarabilmeniz için çok önemli. gramer açısından tavsiye edebileceğim kaynaklar bu alanda tekel olan Cesur Öztürk’ün kitapları, özellikle “Building Skills For Proficiency- Pelikan Yayıncılık” ve “Fundamentals Of Academic English – Cesur Öztürk – Pelikan Yayıncılık” baya faydalı olacaktır. ancak bunlar dışında dergi,gazete gibi kaynaklardan sürekli güncel okumalar ve mümkünse yurtdışında pratik imkanı çok daha sonuç verici olacaktır
      iyi çalışmalar.

  3. abayli
    18 Şubat 2013, 14:01

    verdiğiniz bilgiler için çok teşekkürler 🙂 ben su an 3. sınıf uluslararası ilişkiler öğrencisiyim yurtdışı ve yüksek lisans gibi birçok hayallerim vardı kpss uğruna vazgeçtim ama kpssyi kazanamama korkusu beni yiyip bitiriyo eğer olmazsa hem hayallerim hem de işim olmyacak sizce ne yapmalıyım

    • 18 Şubat 2013, 22:29

      rica ederim.bu seneden kpss için biraz giriş yapar, özellikle ingilizce isteyen kurumları düşünüyorsanız da ingilizceye ağırlık verirseniz, son yıl düzenli bir çalışmayla kpss’den çok rahat güzel bir sonuç alınır. yazıda bahsettiğim gibi hangi derslerin gerekli olduğunu belirleyerek çalışma yelpazesini daralttığınızda kpss gerçekten aslında kolay bir sınav. ki ilk yıl istediğiniz puan olmazsa bile yüksek lisans yaparken tekrar deneme şansınız oluyor…
      iyi çalışmalar

  4. emine
    19 Şubat 2013, 16:36

    teşekkür ederim:) . iyi çalışmalar

  5. sezgin
    20 Şubat 2013, 01:47

    rıdvan öncelikle paylaştığın önemli bilgiler için teşekkürler.. senden bir ricam olucaktı dış işlerine girmek için kpss genel kultur ve alandan ne kadar net yapmamız gerekıyor bize ayrıntılı olarak bilgi verebilirmisin?

    • 20 Şubat 2013, 23:12

      rica ederim. dışişleri KPSSP36 puan türü ile alıyor, bu puan türünün katsayıları : 0,6 Yabancı Dil, 0,1 Genel Yetenek, 0,1 Genel Kültür, 0,05 Hukuk, 0,05 İktisat ve 0,1 Uluslararası İlişkiler…yani 6 tane genel yetenek veya kültür çözmek 1 tane ingilizce çözmekle aynı değere sahip.
      dışişlerinin istediği bir diğer puan türü KPSSP108’in katsayısı da : 0,02 Genel Yetenek, 0,02 Genel Kültür, 0,6 Yabancı Dil…

      görüldüğü gibi iki puan türünde de esas belirleyici ingilizce. ingilizce düştükçe gy-gk ‘ün onu telafi etmesi için fule yaklaşması gerekir, ama ingilizce 60da 45-50 civarı olursa gy-gk 60’da 30-40’ar net civarı bile yeterli olur.

      • sezgin
        21 Şubat 2013, 01:29

        sağolasın kardeşim eyvallah..

  6. ceren
    03 Eylül 2013, 12:53

    Öncelikle verdiğiniz bilgiler için teşekkür ederim, bende bir ui öğrencisi olarak kpss düşünüyorum İngilizcenin önemine değinmişsiniz peki şunu sormak istiyorum kpss düşünen biri yabancı dil bakımından tamamen İngilizceye mi (en iyi seviyeye getirmeye uğraşmak için) çalışmalı yani demek istediğim 2.dil bu aşamada zaman kaybı olarak mı değerlendirilir tüm çabamızı ingilizce için mi harcayalım cevaplarsanız çok sevinirim =)

    • 03 Eylül 2013, 13:55

      Üniversite döneminde 2. bir dile ayrılan zamanın asla zaman kaybı olarak değerlendirilmemesi gerekir. Aslında baktığınızda 2. hatta 3. bir dili öğrenmek için bile o kadar zaman bulunabilir ki…Ancak burda önemli nokta İngilizce’nin sadece bir sınav puanı olarak değil, okuma, yazma, dinleme, günlük ve akademik kullanım gibi her seviyede A seviyesine (90-100 puan) çıkartılması zorunluluğu. Bunu yaptıktan sonra veya bunu yaparken aynı zaman zarfında orta seviyede 2.bir yabancı dile sahip olmanın, hele bu 2.dilde 80 üzeri KPDS-YDS puanına sahip olmanın çok büyük avantajları olur. (Dışişleri Bakanlığı sınavlarında ek puan getirmesi gibi) ama İngilizce seviyeniz yukarıda bahsettiğim seviyeye gelmeden 2.dilin “kpss sürecinde” size bir katkısı malesef olmaz. Bir tercih yapma zorunluluğunuz varsa öncelikle tüm çabanızı ingilizceye ayırmanızı öneririm.

      • Mustafa
        28 Haziran 2014, 00:09

        Selam yazdıklarinız beni cok etkiledi bnde önumuzdeki sene 1.snif olucam.Bu sene hazirlik ögrencisiydim ve ingilizcemi gelistirmek icin work and travel yaptm.3 ay sonunda turkiyeye geri donucem ve 1 snifa baslicam.Sizce ingilizce seven biri olarak kendme nasil yön vermeliyim?

      • 17 Ocak 2017, 23:23

        Selam Mustafa, hazırlığın hemen arkasından work and travel yapmış olmanın hayatındaki en önemli kararlarından biri olduğunu ilerde de sürekli farkedeceksin. Ben de iki yaz sözkonusu programdan faydalandım ve çok yararını gördüm. Geç kalınmış bir cevap olduğu için az önce benzer soruya verdiğim bir cevabı aynı şekilde sana da iletiyorum. “Herhangi bir kursa gitmeden KPDS/YDS’de A+ seviyesine ulaşmış biri olarak gönül rahatlığıyla önerilerimi yazabilirim. İngilizcemi geliştirmemde benim için en önemli faktör bolca okumak oldu. İlk başladığımda kısa bir köşe yazısında 50-60 tane bilmediğim kelime çıkarken, sonrasında aydan aya bu sayı azaldı. Bilmediğim kelimeleri çıkarıp not ettiğim defterim bir sözlük halini almıştı. Bolca okumak reading’in yanısıra writing, speaking gibi alanlarda gelişmeye de katkı sağlıyor. Bu tarz bir çalışma için de özellikle kaliteli kaynak arayışına girmeye gerek yok, twitter’dan belli başlı İngilizce haber, basın-yayın, düşünce kuruluşlarını takip edip haftada 2-3 tane kapsamlı makale okumaya başlarsanız bir iki ayda katettiğiniz aşamaya şaşırabilirsiniz. Gramer için Cesur Öztürk’ün kitaplarını tavsiye edebilirim.”

  7. Kader
    09 Ağustos 2014, 19:13

    Kesinlikle hepsine katılıyorum.Dershane sürecinde okul sürecinde her zaman dile getirdiğim ama hep çaresiz kaldığım durum. Bir hocanın bile bizim ne yapabileceğimiz hakkında bir nebze olsun yardımcı olmadığı bir süreç.Kesinlikle kpss de en mağdur bölümüz!

  8. sedat
    26 Ocak 2015, 11:09

    Değerli hocam bilgileriniz için çok teşekkürler Allah razı olsun. Ben de uluslararası ilişkiler öğrencisiyim. Önlisans eğitimimi örgün tamamladım ve sıavsız dikey geçiş ile AÖF uluslararası İlişkiler 3. Sınıf öğrencisiyim. Kpss’ye hazırlanıyorum şimdiden tek bir korkum var ve bu beni engelliyor. Sözlü sınavda sırf AÖF öğrencisiyim diye elenmekten kokuyorum ve bu yüzden de yüksek lisans yaptıktan sonra başvurmayı düşünüyorum. Ne dersiniz fikriniz ne olur. Teşekkürler

    • 17 Ocak 2017, 23:12

      Şahsi fikrim, yazılı sınavları başarıyla geçebilen birinin mülakatında da mezuniyetinden ziyade mülakat performansı açısından değerlendirileceği yönünde. Yüksek lisans bir ölçüde etki edebilir, ancak olmazsa olmaz değil diye düşünüyorum.

  9. MİCROFFİCE
    06 Aralık 2015, 23:31

    emeğinize sağlık bilgilendirici olmuş . Ben de bu yıl 1. sınıf öğrencisiyim 1 sene hazırlık okudum upper inter seviyem var ama akademisyenlik için malum daha çok yolum var . İlerde işsiz kalmamak adına yapmam gerekenler biliyorum aslında ama galiba bu biraz baskı oluşturuyor üzerimde evde ingilizcemi çok daha geliştirebileceğim kaliteli kaynaklar önerirseniz çok sevinirim. bi de ingilizce de advance olmadan bir 2. yabancı dile baslanması sizce doğru olur mu

    • 17 Ocak 2017, 23:06

      Cevabım geç oldu ancak “better late than never” anlayışı kapsamında kısaca cevaplamak istedim. Herhangi bir kursa gitmeden KPDS/YDS’de A+ seviyesine ulaşmış biri olarak gönül rahatlığıyla önerilerimi yazabilirim. İngilizcemi geliştirmemde benim için en önemli faktör bolca okumak oldu. İlk başladığımda kısa bir köşe yazısında 50-60 tane bilmediğim kelime çıkarken, sonrasında aydan aya bu sayı azaldı. Bilmediğim kelimeleri çıkarıp not ettiğim defterim bir sözlük halini almıştı. Bolca okumak reading’in yanısıra writing, speaking gibi alanlarda gelişmeye de katkı sağlıyor. Bu tarz bir çalışma için de özellikle kaliteli kaynak arayışına girmeye gerek yok, twitter’dan belli başlı İngilizce haber, basın-yayın, düşünce kuruluşlarını takip edip haftada 2-3 tane kapsamlı makale okumaya başlarsanız bir iki ayda katettiğiniz aşamaya şaşırabilirsiniz. Gramer için Cesur Öztürk’ün kitaplarını tavsiye edebilirim. Bence İngilizce’nin advance olmasını beklemeden 2.dile başlanabilir, çok da faydalı olur 🙂

  10. Mustafa
    02 Şubat 2016, 19:46

    Cokkk Teşekkürler cok yardimci ve aydınlatıcı oldu.

  11. Varol
    20 Mart 2016, 04:41

    Hocam içimizi kararttiniz.

  12. sphrc
    16 Ağustos 2016, 20:07

    Merhabalar, bölüm hakkında aklımdaki sorulara cevap ararken bu yazıya rastladım. Ben şu an Uluslararası İlişkiler okuyorum ve sizin de yazmış olduğunuz kariyer planlarından akademik alana yönelmeye karar verdim. Bölümden mezun olmadan ileride çalışacağım konular hakkında kendime şimdiden bir altyapı hazırlamak istiyorum fakat konu hakkında hala kararsızım. Şu an alana hakim olmadığım için nasıl bir konuyu çalışmak hoşuma gider, neye göre belirlemem gerekir bilemiyorum. Bu konuda bana verebileceğiniz bir tavsiye var mıdır acaba? Cevabınız için şimdiden teşekkür ederim. 🙂

    • 17 Ocak 2017, 22:51

      Merhabalar, bölümü seven biri için akademisyenlik çok güzel bir tercih. Tavsiye olarak değil de, benim üniversite dönemimde keşke yapsaydım dediğim bir konuyu sizinle paylaşayım. Biz arkadaşlarımla kurduğumuz araştırma masalarındaki çalışmalarımızda AB, Kıbrıs ve Ortadoğu gibi geleneksel Türk Dış Politikası konularına ağırlık verdik. 1. sınıftan itibaren İspanyolca öğrenmeye başlamama rağmen Latin Amerika üzerinde yüzeysel birşeyler bile okumak aklıma gelmedi. Kendi tecrübem çerçevesinde, Türk Dış Politikası’nda son dönemde yapılan açılımları da dikkate almak suretiyle, mevcut uzman ve akademisyen sayısındaki azlığı da göz önünde bulundurarak, Latin Amerika, Afrika, Güney Asya gibi bölgeler üzerinde yoğunlaşmanızı ve bu doğrultuda, mümkünse İngilizceye ilaveten bu bölgelerin yerel dillerini (İspanyolca, Farsça vb.) öğrenmenizi şiddetle öneririm. Bu tarz çalışmalar akademik hayatınıza kesinlikle çok önemli bir katma değer sağlayacaktır.

  13. musa
    21 Ağustos 2016, 12:39

    Teşekkürler… Bu güne kadar ki okuduğum en bilgilendirici yazı, elinize emeğinize sağlık….

  14. murad
    26 Ekim 2016, 00:03

    Rıdvan bey bütün kalbi duygularımda size çok çok çok teşekkür ediyorum. Allah sizden razı olsun. benim şimdilik bir sorum yok burdakı butun yazılanları okudum. bunlar sımdılık yeterlı benım ıcın. ilerde işşallah sorum fln olursa yazarım. bu arada bende acıktan yazdım uluslararası ilişkiler bölünü dgs 3. sınıf

  15. Mahir
    14 Kasım 2016, 21:33

    Ridvan abi oncelikle s.a ben lise 3. sinif ogrencisiyim anadolu lisesi TM bolumunde okuyorum belki tahmin edebiliyorsundur kafam o kadar karisikki hangi meslegi secmeliyim ilk sirada hukuk vardi ama zorlugu ve acikta kalan cok oldgu icn vazgecmeyi dusunuyorum bide bu bolume baktm biraz isindim gibi ama bazi zorluklari var yine onlar nelerdir ve nasil asarim tam anlayamadimda anlatabilirsen sevinirim 🙂 bide sermayesi olmayan okumasin diyolar sebebi nedir ?

    • 17 Ocak 2017, 23:45

      Selamlar Mahircim, eşim hukukçu ben uluslararası ilişkilerciyim, bu yüzden çok objektif olamayacağım 🙂 öncelikle, ben liseden beri ui hayali kurduğum için, genelde hukuka puanı yetmeyenlerin ui bölümüne başladığını gönül rahatlığıyla itiraf edebilirim 🙂 hukuk okuyan birinin açıkta kalma gibi bir ihtimali yok, mezun olduğunda ortalama kapasitenin altına düşmezsen zaten avukat olarak iş buluyorsun. Ayrıca istersen hakim ve savcılık sınavlarına çalışıp bu meslekleri seçebiliyorsun. Kısacası, hukukta mezun olmak zor, iş bulmak kolay. Uİ bölümünde ise tam tersi geçerli. Mezun olmak kolay iş bulmak zor. Üniversite döneminde kendini geliştiremezsen maalesef seni tatmin edecek iş bulman çok zor, ancak bölümü hakkıyla örneğin 2 dil öğrenerek bitirirsen Uİ alanında bulacağın işin severek yapacağın bir iş olma ihtimali de çok yüksek. Sermayelik bir durum da yok merak etme 🙂 Tercih senin!

  16. Ömer
    09 Aralık 2016, 07:38

    COK SAGOLUN

  17. Merve
    19 Aralık 2016, 22:04

    Merhaba ben daha üniversite sınavına hazırlanıyorum istediğim bölüm uluslararası ilişkiler bu yüzden şimdiden bu bölüm hakkındaki her türlü bilgiyi okuyorum aslında benim sorum biraz daha farklı olacak, küresel siyaset ve uluslararası ilişkiler, siyaset bilimi ve uluslararası ilişkiler birde sadece uluslararası ilişkiler var bunların farkı nedir ben nasıl tercih etmeliyim lütfen bana yardımcı olun şimdiden çok teşekkür ederim.

    • 17 Ocak 2017, 23:34

      Merhaba, Uluslararası ilişkiler disiplinlerarası bir bölüm olduğu için, lisans öğreniminiz kapsamında zaten siyaset bilimi ve küresel siyasete ilişkin dersleri de alıyorsunuz. Bu nedenle, bölüm adından ziyade köklü üniversitelerin uluslararası ilişkiler bölümünü kazanabilirsen, alacağın güzel bir eğitim ve bu eğitime bireysel çalışmalarınla yapacağın katkı neticesinde özel olsun, kamu olsun veya akademi olsun mutlaka güzel yerlere geleceksindir. Küresel siyaset veya siyaset bilimi gibi ön ada sahip uluslararası ilişkiler bölümleri genelde daha çok son yıllarda açılan bölümler gibi geliyor bana. Özetle, hemen hemen benzer dersleri alacağın için, bu üç bölümün hangisini tercih edeceğinden çok, alabileceğin en yüksek puanı alıp üç bölümden herhangi birisinin olduğu en iyi üniversiteye gitmeni önerebilirim.

      • Merve
        19 Ocak 2017, 15:08

        Çok teşekkür ederim cevabınız için beni aydınlattınız söyledikleriniz gerçekten çok mantıklı, deneyimli birisi olduğunuzu göz önünde bulundurarak cevabınızı dikkate alacağım tekrardan çok teşekkür ederim çok güzel bir yazı…..

      • Şeymanur Polat
        31 Temmuz 2020, 13:37

        Ben istanbulda oturuyorum ama lisede de okula giderken otobüs trafik vs çektiğim için ünide aynı şey olsun istemiyorum.Marmara başta olmak üzere istanbulda bir çok üniversitede tutuyor ama ege üniversitesinde de tutuyor sanırım sence hangisini tercih etmeliyim egenim eğitimi marmaradan iyi midir ?

      • 02 Ağustos 2020, 01:07

        Merhaba, Uluslararası ilişkiler bölümü için ideal üniversiteler hem kamuya çalışan yetiştirme geleneği hem de kamunun merkezi olması nedeniyle Ankara’dadır. Ankara’nın dışında okunacaksa mutlaka ingilizce bölüm tercih edilmeli. iyi ve renkli bir üniversite hayatı için İzmir’i önerebilirim, Ege ve Dokuz Eylül üniversitelerinin her ikisi de ingilizce eğitim veriyor. Bununla birlikte, Marmara Üniv özelinde akademik kadrosunun ve eğitiminin daha iyi olmasının yanısıra, her ne kadar belirttiğin trafik vs gibi sıkıntıları olsa da, İstanbul gibi kozmopolit bir şehirde okumanın avantajlarının her bakımdan çok daha fazla olduğunu hesaba katmakta fayda var. Okula yakın bir yerde birkaç arkadaşınla ev tutarsan şehir dışında okumaktan daha az masrafla ve trafik sıkıntısını çekmeden İstanbul’da okumanın avantajlarını yaşayabilirsin. İzmir kamu-bürokrasiden uzak kalıyor ve genellikle özel sektöre çalışan yetiştiriyor, özel sektör düşünebilirim dersen de özel sektörün ülkemizdeki kalbi İstanbul’da okumak yine daha mantıklı seçenek. Başarılar dilerim.

  18. Fatih
    13 Ocak 2017, 01:37

    Emeğine sağlık, mükemmel

  19. Ebrar
    15 Şubat 2017, 13:37

    Bende kocaelı uluslararası bırıncı sınıfım gecen sene de hazırlık okudum . Okutunca dogal olarak gormek ısteyen anne ve babaya sahıbım . Sudan cıkmıs balıga donmemek ıcın sımdıden bır seylerın farkında olmak ıstıyorum. Tabı kı hıcbır sey kolay degıl ama hepımızın yolu acık olsun . Yazı ıcın tesekkurler

  20. Seher
    18 Eylül 2017, 18:58

    Emeğinize sağlık teşekkürler

  21. Deniz
    23 Eylül 2018, 22:05

    Öncelikle paylaşımınız için teşekkürler, çok aydınlatıcı. Fakat bir konuda tıkanıyorum. Bu sene uluslararası ilişkiler son sınıf öğrencisiyim, KPSS a grubu kadroları için- ulus. ilişki. kadrolarından bahsediyorum- muhasebe, maliye, kamu yönetimi, istatistik vs. çözmem gerekiyor mu çünkü bu dersleri okulda görmedim. Bir sene içinde hepsine çalışmak imkansıza yakın. Sadece uluslararası ilişkiler, iktisat, hukuk çalışılarak 90 üstü puan alınabilir mi?

  22. nihal
    07 Ağustos 2019, 02:51

    çok güzel yazmışsın emeğine sağlık

  23. Şeymanur Polat
    31 Temmuz 2020, 13:32

    Merhabalar ben henüz 18 yaşındayım ve üniversite tercih dönemindeyim istediğim bölümler gelmeyince alternatif olarak düşündüğüm bu bölümü yazmak istiyorum ama size de sormam gereken bir şeyler var .Bu arada bölümü ingilizce okumayı düşünüyorum

  1. No trackbacks yet.

Yorum bırakın